"Kalbim İslâm’a Meyletti"
Hazret-i Ömer (radıyallahu anh), Müslüman olmadan önce Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara karşı, insanların en katı
davrananı idi. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir gün Dârü’l Erkam’da:
“Allah’ım! İslâm’ı şu iki adamdan Sana sevgili olanı ile aziz kıl: Ebu Cehil ve Ömer b. Hattab!” diyerek duâ etmişti.
“Onların Allah’a en sevgilisi olanı Hazret-i Ömer idi.” (Tirmizi, Menâkıb, 17/3681; İbn Hişam, I, 367)
Diğer bir rivâyete göre:
“Allah’ım İslam’ı, hassaten Ömer b. Hattab ile kuvvetlendir!" buyurmuştu. (İbn Mâce, Mukaddime, 11)
Hazret-i Ömer (radıyallahu anh) şöyle anlatır:
Müslüman olmadan evvel Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘i bulmak için evden çıktım.
O, benden önce Mescid-i Haram’a gelmişti. Ben de varıp arkasında durdum.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hâkka sûresini okumaya başladı.
Kur’an’ın insicam ve âhengine hayran olmaya başladım.
Kendi kendime:
“-Vallahi bu, Kureyşlilerin dediği gibi bir şâir galiba” dedim. O sırada, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, sûrenin:
“Gördüğünüz ve görmediğiniz şeylere yemin olsun ki hiç şüphesiz o, çok şerefli bir Resul’ün (Allah’tan aldığı) sözüdür!
O, bir şâir sözü değildir. Siz ne de az inanıyorsunuz!” (el-Hâkka, 38-41) âyetlerini okudu.
Ben, yine kendi kendime:
“-Galiba bu bir kâhindir! İçimden geçenleri anladı” dedim.
Bu kez:
“O, bir kâhin sözü de değildir. Siz ne de az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir…
(el-Hâkka,42-44) diye sûrenin sonuna kadar okudu. O esnâda gönlüm yumuşadı ve İslâm kalbime iyice tesir etti.”
(Ahmed, I, 17; Heysemî, IX, 62)
Nihâyetinde Hazret-i Ömer (radıyallahu anh), kızkardeşi Fâtımâ’nın evinde okuduğu
Tâhâ sûresinin ilk âyetleri ile kendinden geçti:
“Bu sözler ne kadar güzel! Ne kadar değerli!” diyerek Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in
yanına gelip müslüman oldu. (İbn Hişam, I, 369-371)
İbn-i Abbâs (radıyallahu anh) der ki:
“Hazret-i Ömer Müslüman olduğu zaman, Cebrâil (aleyhisselâm) gelip:
-Ey Muhammed! Semâ ehli Ömer’in müslüman olması sebebiyle birbirlerini müjdelediler’dedi.” (İbn Mâce, Mukaddime 11/103)