Gene bir parkta,
Gene bir masanın etrafında,
Gene Ayyaş Hüsnu ve Salih.
Gene bir yetmişlik ve birazda peynir.
-Oğlum kalbim ağırıyor, demlenmiyelim bu gün,
-Hadi seni doktora götürelim,
-Para mı var be, neyle?
-Her şey paraylamı ki ya?
-Ne sandın ya, parasız anan bile babana, bakıyormu ki?
-Bak bakan bile Amerika'da kontrolden geçmiş,
-Ben bakanmıyım ki be oğlum,
-Düşünki uçağa bindin be ağbi,
-Düşsün uçakta sonra değil mi?
-Niye düşsün ki, içinde sen ve yolcular,
-Bende şans mı var be oğlum, bırak başkaları yaşasın bari.
Derken dayanamadı Ayyaş Hüsnü,
Doldur dedi Salih'e atalım bir kadeh bari.
İlk kadehte güldü Ayyaş Hüsnü,
-Amerika ha, kalp kontrolü, hem de ben ha,
-Evet sen abi, ne var ya,
-Güldürme beni lan koy bir kadeh daha,
-Yarasın ağbi, bak iyi geldi galiba,
-Sen sarhoşmu oldun oğlum Salih'im ya?
-Niye ki ağbi, niye öyle dersin?
-Niyesi varmı oğlum önce beni bakan sanırsın,
-Sen benim bakanımsın ya ağbi,
-Sonrada gülmekten öldürürsün,
-İyi ya ağbi sende gül.
-Niye ki oğlum, ha niye ki?
-Gülmek kalbe iyi gelirmiş ya ağbi.
-Tabi ya, nasılsa ben vatandaş Ayyaş Hüsnü'yüm, neyime doktor ya.